MİZAH (Karikatür,Fıkra ve Komik olan herşey)

Benim gördüğüm ve Hoşuma gidenler burda... Sizlerde beğenirsiniz umarım...

FİKİR KENTİ "nden...

27 Şubat 2008 Çarşamba

Karikatür : Erdil Yaşaroğlu

Komik Fotograflar : Yurdum insanından yeni bir Uydu çanak icadı ...

Bu çanağın alamayacağı uydu yayını yoktur herhalde ...

Yurdum İnsanı : Bunlar ancak bizde olur dedirten ilginç olaylar...

Gözü kanlanınca hastaneye giden Ahmet Dede'ye gebelik testi yapılması, annesinin kılığına giren adamın iki yıl maaş çekmesi, babasının BMC kamyonlarına hayranlığı sebebiyle kızının adını Bemece koyması, ata aşırı hız cezası kesilmesi size fıkra gibi mi geldi? Bu kadarı ancak Türkiye'de olur dedirtecek bu olaylar fıkra değil gerçek.

Erol Elmas'ın parantez yayınlarından çıkan ‘Fıkra değil Gerçek ‘ isimli derleme kitabında yurdumuzda olmuş ve gazetelere yansımış birbirinden ilginç bu olaylar anlatılıyor.

Adını ‘BMC' koydu

Şanlıurfa'nın Ceylanpınar İlçesi'nde kamyon sürücüsü Mehmet Yıldız, 28 yıl önce hayalini kurup alamadığı kamyonun markasını kızına ad olarak verdi.

10 yıl önce vefat eden Yıldız'ın 1976 doğumlu kızı Bemece Ay, ‘Herhalde dünyada kamyon adı taşıyan tek kadın benim.Adımı değiştirmek için müracaatımı yapacağım' dedi. (Hürriyet Gazetesi 16.11.2004)

Veresiye WC

Kelkit ilçe merkezinde Belediye İşhanı'nın tuvalet işletmeciliğini yapan Sadullah Kurban tuvaleti kendi imkanlarıyla ayakta tutuyor. Kurban, ‘Belediye Başkan'ı bana yardım etsin.Hiç değilse temizlik malzemelerinin alımını karşılasın.Son günlerde herkes deftere yazdırmaya başladı.Altından kalkamıyorum' dedi.(Gündem Gazetesi 16.05.2005)

Hatalı önlem

Erzurum'un Boşçakmak köylüleri, dört katlı apartman büyüklüğündeki kayayı, köylerine düşmesin diye halatla bağladı. (Aksiyon Dergisi Sayı 476)

Noter kapalı

Bir Kurban Bayramı'nda paşalarımızdan biri, yakın akrabalarından birine ‘Bizim kurbanların kesilmesi için de vekalet verin'der. Büyük bir saygıyla ‘baş üstüne' deyip oradan ayrılan yakın akraba, birkaç saat gözden kaybolur. Döndüğünde ‘Efendim vekalet verecektik; ancak noterler kapalı'demiş. (Zaman Gazetesi 08.03.2005)

Tanker yanar mı

Bursa'da C.Kahraman, park halindeki tankerde mazot olup olmadığını, çakmakla kontrol etmek istedi. Alevler içinde kalan Kahraman ile E.A. (15), yaralandı. (Takvim Gazetesi 04.07.2004)

Keçi Muharrem

Soyadının açıklanmasını istemeyen 28 yaşındaki güvenlik görevlisi Muharrem K., reklam filmindeki ‘Keçi Muharrem' nedeniyle bir GSM firmasına tazminat davası açtı. Reklamdaki ‘Muharrem' adlı keçi nedeniyle alay konusu olduğunu, kendisiyle ‘Keçi Muharrem' diye dalga geçildiğini öne süren güvenlik görevlisi, Medeni Kanun'un 24 ve 25'inci maddelerine göre kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle 5 milyar lira tazminat ve reklamın yayından kaldırılmasını istedi.

(Radikal Gazetesi 08.03.2005)

ilginç muhabbet

Genç adam, İstanbul'dan Ankara'ya otobüs ile giderken, Bolu dağında verilen molada hemen tuvalete koştu. Boş bir kabin bulup kendini oraya attı. Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses duydu: ‘Merhaba' dedi yandaki. Bizimki şaşkın şaşkın ‘Merhaba' diye cevap verdi. Komşusu devam etti: ‘Nasılsın?' Adamın ilk defa başına böyle bir şey geliyordu... Aynı şaşkınlıkla cevapladı: ‘Sağol, iyiyim... Sen nasılsın?' dedi.Karşı taraf; ‘Ne yapıyorsun?'. Bizimki bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği halde ne yaptığıyla neden ilgileniyordu ki? Konuyu değiştirmek ihtiyacıyla ‘Ben...' dedi, ‘İstanbul'dan gelip, Ankara'ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?'. Komşunun bir sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi: ‘Hayatım, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var. Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor. Ben seni daha sonra ararım.' (Sabah Gazetesi 27.11.2004)

Ata hız cezası

Olay, Erzurum'da oluyor. Alper Ayber isimli genç, öğle saatlerinde, hurda yüklü at arabası ile giderken, Palandöken semti Mevlana Caddesi üzerinde, trafik ekiplerinin uyarısı üzerine, at arabasını durduruyor.

Trafik polisi, atının ‘hız sınırını aştığı' gerekçesiyle, 45.80 YTL ceza kesiyor. Şaşkına dönen sürücü ‘Bu nasıl ceza, hurda yüklü at arabası ile hız sınırını nasıl aşabilirim?' diye itiraz edecek gibi oluyor ama bakıyor ki boşuna!.. Çaresiz, cezayı ödüyor. (Hürriyet Gazetesi 26.06.2005)

SSK'da mucizeler

Hayatta olan bir SSK'lıya 5 kez otopsi yapılmış. (Yapan hastaneyi ve 5 otopsiye rağmen hala hayatta olan vatandaşı kutlamak gerek!)

Bir hasta günde 4. 303 defa muayene olmuş ve karşılığında 7, 5 milyar TL ‘ödenmiş'. (Böyle bir muayeneyi gerçekleştirme başarısını gösteren kurum, İstanbul'umuzun ‘güzide' bir üniversite hastanesi!)

Bir hastanın tam 134 kez tomografisi çekilmiş. Ve 5 milyar 528 milyon TL fatura kesilmiş. (Hasta, değil bu kadar tomografiye, vesikalık fotoğraf çekmeye bile dayanamaz. )

56 defa lavman (bağırsakların boşaltılması), 1. 204 defa iğne yaptıran, 197 defa sonda taktıran hastalar var. (‘Ne hastaymış be!' dedirtecek cinsten. Bir iğneye bile dayanamayanlara duyurulur!)

Bir hastaya sadece bir reçeteyle tam 48 milyarlık ilaç yazılmış. (Bu reçete tıp müzesine konulmalı. )

Bir kişiye tam 171 kan tahlili yapılmış. (Kansızlıktan düşüp bayılmadığı için hastayı tebrik etmek lazım! İlgili doktoru ayrıca... )

Bir başka hastanın tam 161 kalp filmi çekilmiş. (Bu kadar filmden sonra insan kalpten giderdi. )

Anne-baba yaşlı; çocuk annesini-babasını boşatıyor, kendisi de eşini boşayıp, ölmek üzere olan SSK'lı babasıyla evlendiriyor. Bir süre sonra yaşlı baba ölünce, sigortalının dul eşine de belki de 40-50 yıl hak etmediği bir maaş bağlanıyor. ( Bu ne cesaret?!)

Yazarı kitabı anlatıyor

Ben iki yıl Ustura Dergisi'nde ‘Meclis Çaycısı Tek Şeker Dursun anlatıyor' köşesini yazdım. Türkiye'de mizah yazarı olmak gerçekten çok zor. Niye? 70 milyon mizahçı var da ondan.

Adliye adalet dağıtırken, soğuk duvarların arasında insani sesler, sıcak yaklaşımlar da olur. Bu bazen bir hakim fırçası, bazen de bir sanık ifadesidir. Hukuk literatürüne halkımızın mizahi yaklaşımıdır. Mizah yapma niyeti ile değildir ama sonunda ortaya çıkan acı bir tebessüm, muzip bir yaklaşımdır.

Sağlık ciddiye alınması gereken bir meseledir. Hastaneler feryat figan,doktorlar neşterli dostlardır. Her canı yananın feryadı kendi sesince, çıkar. Kimi ağlatır bizi, kimi güldürür. Hiçbir söz, bir neşter kadar can yakamaz. Olsa olsa yumuşatır acıları ve hayatın gülen yüzüdür. Bu kitapta yer alanlar ise ince bir mizah, hayata, hastalıklara ve acılara nanik yapmaktır. /Star

25 Şubat 2008 Pazartesi

Karikatür : Serkan Altuniğne "Allah Canımı alsın lan"

Delilik Paraylamı ?

Hacı Hacıyı Mekke 'de Deli Deliyi Dakikada bulurmuş.

23 Şubat 2008 Cumartesi

Günün Duası Boluspor 'u deplasmana uğurlayan hocadan...

GÜLDÜREN DUA ...


1. Lig'de mücadele eden Boluspor, yarın oynayacağı İstanbulspor karşılaşması için sabah saatlerinde tesislerden uğurlandı. Uğurlama töreninde yapılan dua, futbolcu ve yöneticileri güldürdü.

"Ey rabbim, güzel insanlarla, güzel bir beldedeyiz. Değerli gözlerle, güzel sözlerle, gülen yüzlerle, senin rızana uygun hareketlerle huzurundayız. Şu anda sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, duamıza amin diyenleri iki cihanda aziz eyle yarabbi. Biraz sonra, kardeşlerimizin koltuklarına yerleşmeyi, Bolumuzdan çıkmayı, güzel bir yolculuktan sonra İstanbul'a varmayı, güzel bir yolculuktan sonra otellerine yerleşmeyi kendilerine nasip eyle. Teknik heyetimize uyanık olmayı, takımımıza güzel taktik vermeyi, sahaya güzel bir şekilde yaymayı, rakibi yenmeyi ve Bolumuza puanlarla dönmeyi, bizleri sevindirmeyi kendilerine nasip eyle yarabbi. Başta kalecimize, karşıdan gelen bütün topları doksanda dahi olsa yakalamayı, defans oyuncularımıza karşıdan gelen bütün topları kesmeyi, arkadaşlarına pas olarak atmayı, sağ ve sol açıklarımıza fırtına gibi esmeyi, santrforumuza güzel orta yapmayı, golcülerimize de doksandan golleri takmayı nasip eyle yarabbi. Yarabbel alemin, senden daha çok şey isteyeceğiz, bu isteklerimizin hepsini kabul eyle yarabbi" şeklindeki duası uğurlama törenine katılanları gülmekten kırdı geçirdi.
Mynet 'den alıntıdır...

Maç Sonucunu Merak edenlere : Boluspor 1 - 0 kazanmış.

19 Şubat 2008 Salı

Doğru Bilgi Almanın bir yolu... (Harika yaa..)

Hastane santralının telefonu çaldı.
Arayan yaşlı bir büyükanne idi. Çekingen bir sesle sordu:
- Bir hastanın durumu hakkında bilgi verebilecek biriyle görüşmem mümkün mü?
- Ben size yardımcı olayım tatlı teyzecim. Hastanın adı ve oda numarası nedir?
Büyükanne yorgun ve titrek sesiyle söyledi:
- Halime Kaya. Oda numarası 302.
- Siz birkaç dakika hatta kalın, ben hemşiresinden durumunu öğreneyim.
Birkaç dakika sonra operatör telefona geldi:
- Haberler iyi teyzecim. Hemşire bana Halime hanımın durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. Tansiyonu ve kalbi çok iyiymiş ve doktoru Sami bey onu salı günü taburcu etmeyi düşünüyormuş.
- Sağolun, ne güzel haberler verdiniz. Öyle endişeleniyordum ki! Allah razı olsun evladım.
- Bir şey değil teyzecim. Halime hanım kızınız mı?
- Yok evladım, Halime Kaya benim... Hiçkimse bana birşey söylemiyor ki...

Hayvanlar : Hep İnsanlar Şaklabanlık yapacak değil ya. !!!

Karikatür : Erdil Yaşaroğlu 'Sana Rakı Yok'


15 Şubat 2008 Cuma

14 Şubat 2008 Perşembe

11 Şubat 2008 Pazartesi

9 Şubat 2008 Cumartesi

PROTOKOL 'a GİRDİM DİYE SEVİNENLERİN DİKKATİNE...!!! (xxx)

  • PROTOKOL dilimize eski Latince ve Yunancadan geçme bir sözcüktür.
  • Daha Doğrusu "PROTO" ve "KOLOS" sözcüklerinin birleşmesinden türeme bir deyim.
  • Lügat Anlamıyla "PROTO = Birinci " demektir. "KOLOS ise = G..tün" çoğuludur
  • Sözlük anlamlarını birleştirdiğimizde ise "Önde Gelen G..tler" anlamı çıkıyor.
  • "Kolos" sözcüğünün zamanla çoğul eki olan ( os ) deyimden atılmış.
  • Geriye ise "PROTOKOL" yani " Önde gelen G..t " lafı kalmış.
  • Toplum içinde yükselip Protokol e giren bazılarının zamanla " G..tünün Kalkması " da bundandır.
(Alıntıdır.)

8 Şubat 2008 Cuma

Tarife Bak : Kimmiş Kimmiş ?

DİKKAT : İlginç Trafik İşaretleri....





Komik bir Anı : KARAKOLDA TÜRK İŞKENCESİ... !!!

Yayınlanan bir itiraf Türk polisinin işkencede nasıl devrim yaptığını gözler önüne serdi.


İşte geçtiğimiz haftasonu oynanan Fenerbahçe Galatasaray maçındaki Türk polisinin bir grup taraftara yaptığı "akıl almaz" işkence:


"Haftasonu oynanan Fenerbahçe Galatasaray maçı öncesi birkaç küçük sorun sebebiyle karakola alınan ve maç boyunca karakolda tutulan arkadaşımın anlattıklarını size aktarmak ve sizleri yepyeni bir işkence tekniğiyle tanıştırmak istedim.
Fenerli, Cimbomlu ayrımı yapılmadan aynı nezarethaneye kapatılanların saat, telefon ve kimliklerine el konmuş.
O sırada maçın başlaması bahane edilerek bütün polisler ortadan kaybolmuş. Aradan daha on dakika geçmeden içeriden “Goool!” çığlıkları yükselmiş.
Tabii nezarethanedekiler parmaklıklara yapışıp “Kim attı? Kim attı?” diye bağırmaya başlamışlar.
Cevap veren olmamış.
Bir on-on beş dakika daha geçmiş içerisi yine “Goooll!” nidalarıyla yıkılmış. Nezarethanedekiler çıldırmışlar tabii. “Abi Allah rızası için kim attı söyleyin” diye yalvaranlar bile olmuş. Yine kendilerine cevap verilmemiş.
Bu durum gollerin sayısı beşi buluncaya kadar devam etmiş.
“Aynı tonda, aynı sayıda adam bağırınca tüm golleri aynı takım attı sanıyorum. Ses değişse diyeceğim ki karşı taraf da gol attı ama ses hep aynı. Biz beş atıyor olabilir miyiz diye düşünüyorum, olamaz diyorum. Yoksa beş mi yiyoruz diyorum, birilerine saldırmak üzereyim paranoyadan artık” diye anlatıyor arkadaşım o anı.
İçerdekilerden bazıları iyice kaybetmişler kendilerini, “Kaç kaç lan bu maç?” diye başlarını parmaklıklara vuruyorlarmış. İçlerindeki şüphe hepsini öldürüyormuş. Nihayet maç boyunca süren bu işkence hakemin düdüğüyle birlikte sona ermiş.
Polisler gelip arkadaşımı ve diğerlerini serbest bırakmışlar. Çıkar çıkmaz beni aradı arkadaşım. Maçın skorunu sordu. 0-0 dedim.
Cevabımı duyunca kendinden geçti zavallım. Her ne kadar arkadaşımın haline içim gitse de elimde değil, ben bu yaratıcı fikri ortaya atan polise hayran kaldım kardeşim.
Hem işe de yaramış. En azından arkadaşım bir daha o durumda kalmamak için maçın öncesinde ve sürecinde en ufak bir tartışmaya bile karışmamaya yeminli.
Tebrik ederim polisimizi!"

(Alıntıdır)

Garfield Prensipleri

6 Şubat 2008 Çarşamba

Bush, Hu Jintao ve Eşi : Dersini Almış...


Bu Fotografları anlamak için önce alttaki yazı okuyun ve fotograflara ondan sonra bakın...


1. Fotograf Çin Devlet Başkanı Hu Jintao 'nun ABD ziyaretinde çekilmis......

2. Fotograf ise iade-i ziyarette, Bush Çin'e gittigi zaman :):):)



(Alıntıdır)

5 Şubat 2008 Salı

Karikatürler...